16 Nisan 2013 Salı

mide kanseri belirtileri

Kalıtım ve gıda alışkanlıkları ile ilgisi vardır. Erkeklerde kadınlardan iki kat daha sık görülür, genellikle 60-70 yaşlarında sık olarak görülmektedir. Mide kanseri dünyada tüm kanserler içinde ikinci sırada yer alırken, günümüzde 10. veya 14. sırada görülmektedir. Mide kanserinin sıklığındaki bu azalmaya rağmen, kanser nedeni ile ölümlerin içinde ikinci sırada yer alır. Mevcut mide kanseri vakalarının % 70’i gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir. Düşük sosyo-ekonomik düzey Helicobacter pylori enfeksiyonu olması; gelişmiş ülkelerde en az % 30, gelişmekte olan ülkelerde % 50 oranında mide kanseri, HP enfeksiyonu ile ilişkilidir. Mide MALT lenfomasında HP pozitifliği % 90’a dek çıkar. Diyet (Nitratlar, dumanlı yiyecekler, yüksek derecede tuzlu gıdalar) Birinci derece akrabalarında mide kanseri hikayesi olması Atrofik gastriti olanlar Midesinin ameliyatla belli bir bölümü alınmış hastalar Adenomatöz mide polip hastalığı olanlar Kan grubu A olanlar Fazla tuz ile beslenmek (kanser riski taşıyan bazı maddeler içerebilir) Mide yemek borusu (özofagus) ile onikiparmak bağırsağı (duodenum) arasında yer alan bir organdır. Başlıca yemeklerin sindiriminde görev alır. Mideyi yemek borusuna bağlayan üst bölümüne kardia, orta bölümüne korpus (gövde) ve mideyi oniki parmak bağırsağına bağlayan alt bölümüne pilor adı verilir. Mide kanserlerinin yaklaşık % 15-20’si üst bölümde, % 40’ı orta ve % 40’ı ise alt bölümde görülür. Belirtiler: Zayıflama Bulantı ve kusma Yemeklerden sonra rahatsızlık hissi Erken doyma hissi Sindirim sisteminde gizli kanama Halsizlik Kansızlık Teşhis: Gastroskopi (endoskopi): Işıklı bir hortumla video-endoskopik yöntemle yemek borusu, mide, onikiparmak bağırsağının görüntülenmesi, parça alınması, kanamalarının birçok durumda durdurulabilmesi Akciğer röntgeni Kan tahlilleri (CEA, CA 19-9) Bilgisayarlı tomografi Laparoskopi Endoskopik ultrasonografi (endosonografi) Çeşitleri: Mide kanserlerinin % 90-95’i adenokanser, % 2’si gastrointestinal stromal tümör (GİST), % 1’i karsinoid, % 1’i skuamöz hücreli kanser ve % 1’i adenoakantoma’dır. İntestinal (az saldırgan, sınırları belirgin) ve diffüz (infiltran, saldırgan ve net sınır vermez) olarak başlıca iki tipi vardır. Adenokanserlerin tübüler, papiller, müsinöz veya taşlı yüzük hücreli veya indifferansiye olmak üzere alt tipleri vardır. Mide kanseri başlıca kan ve lenfler yolu ile yayılır. Ayrıca, komşuluk yolu ile omentum denilen mide üzerindeki yağlı doku, pankreas, diyafram, kalın bağırsak ve onikiparmak bağırsağına yayılabilir. Sınıflaması: - Evre 0: Başlangıç aşamasındadır (insitu kanser). - Evre I: kanser midenin submukoza bölüminde olup sadece 6 lenf bezine kadar yayılım gösterir. - Evre II: kanser midenin submukoza bölümünde olup 7-15 lenf bezinde yayılım gösterir, yada tümör kas tabakasına kadar ilerler ve 1-6 lenf bezinde yayılım gösterir. - Evre III: tümör kas tabakasına kadar ilerler ve 7-15 lenf bezinde yayılım gösterir. - Evre IV: tümör hücreleri 15’den fazla lenf bezinde yayılım gösterir. Tümör komşu organlara ve bir adet lenf bezine sıçramıştır, yada uzak organlara sıçrama gösterir. Tedavi: Tedavisi cerrahidir. Midenin tamamının alınması ve lenf bezlerinin temizlenmesi prensibine dayanır. Daha sonra başta kemoterapi ve radyoterapi (ışın tedavisi) gerekebilir. Lokal tedavi: cerrahi yani ameliyat ve radyoterapi (ışın tedavisi) Sistemik tedavi: kemoterapi ile yapılır. Mide kanseri ameliyatı nasıl gerçekleştirilir? Subtotal gastrektomi: Midenin belirli bir bölümünün alınıp (kısmi mide rezeksiyonu) ince bağırsağa bağlantı yapılmasıdır. Çevredeki lenf bezleri de alınabilir. Total gastrektomi: Midenin tamamının alınması ve yemek borusu ile ince bağırsak arasında bağlantı yapılmasıdır. Etraftaki lenf bezleri geniş olarak temizlenir ve dalak alınabilir. Total gastrektomi tümörün nüksü açısından çok daha avantajlı bir tekniktir. Ameliyat teknik olarak geçmişte sadece açık cerrahi ile yapılırken, günümüzde laparoskopik cerrahi ve robotik cerrahi tercih edilmektedir. Ameliyat sonrasında demir ve B12 vitamini emilimleri bozulur. Lenf bezlerinin alınması: D1 lenf disseksiyonu ile sadece mide etrafındaki lenf bezlerinin alınması anlaşılır. Günümüzde ağırlıklı olarak daha geniş lenf alanının çıkartıldığı D2 lenf disseksiyonu tercih edilir, bu durumda karaciğer, dalak, mide sol atar damarı ve çölyak damar etrafındaki lenf bezleri alınır. Mide Ameliyatlı Hastalarda Uygulanacak Diyet Mide rezeksiyonu; midenin belirli bir bölümünün veya tamamının alınmasına verilen addır. Günümüzde bu tür ameliyatlar, kontrol altına alınamayan veya komplikasyon oluşturan ülserler veya tümör vakalarında uygulanmaktadır. Bu tür girişimler sonrasında, bazı besinlere karşı tahammülsüzlük, kilo kaybı ve gerekli bazı elementlerin eksiklikleri ortaya çıkabilir. Mide rezeksiyonu sonrasında ortaya çıkan sorunlar başlıca: dumping sendromu, yağ sindiriminde bozukluk, mide boşalma güçlüğü ve laktoz tahammülsüzlüğüdür. Yemeklerden sonra doluluk hissi, karın bölgesinde kramplar, kusma, yemek sonrasında halsizlik, yüzde kızarma, baş dönmesi ve terleme görülebilir. Bu belirtiler 15-30 dakika gibi erken dönemde veya 2-3 saat gibi geç dönemde ortaya çıkabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder