13 Mayıs 2013 Pazartesi

İDRAR KAÇIRMAK

İdrar kaçırma özellikle ileri yaşlarda sık rastlanan bir durumdurSıklıkla anatomik ve nörolojik nedenlere bağlıdır. . Önemli bir kısmı hapşırırken, ağır bir eşya kaldırırken, merdiven çıkarken idrar kaçırma şeklinde kendini belli eden anatomik nedenlere bağlıdır. Anatomik nedenler vaginal doğum yapanlar, çok doğum yapanlar, iri bebek doğuranlar, zor ve müdahaleli doğum geçirenlerde daha sık görülür. Nörolojik nedenler ise ileri düzeyde şeker hastalığı olanlarda sinir sistemi sorunu olanlarda görülür. Bu gruptaki hastalıklarda tuvalete yetişememe, veya farkında olmadan idrar kaçırma şeklinde şikayetler olur. Tanıda detaylı bir öykü alınır. İdrar yolu enfeksiyonu olup olmadığı Tam İdrar Tetkiki (TİT) ile değerlendirilir. Ürodinamik çalışma adı verilen test yapılır. Bu testte idrar kesesi sıvı ile doldurulur ve basınç ölçümleri yapılır. Bu şekilde idrar kaçırma nedeni bulunarak uygun ameliyat şekli ve ilaçlar tesbit edilir. Tedavide anatomik nedenlerin söz konusu durumlarda cerrahi yöntemler kullanılır. Pelvis tabanı denilen adele ve bağ dokuların desteklenmesi için değişik cerrahi yöntemler geliştirilmiştir. Mesane ve mesane boynunun onarıldığı Burch Operasyonu, Pereyra operasyonu, TVT gibi farklı operasyonlardan o kişi için uygun olan bir operasyon seçilebilir. Nörolojik nedenlere bağlı idrar kaçırmalarda mesaneyi rahatalatıcı ilaçlar kullanılır.

HİSTEREKTOMİ (RAHMİN ALINMASI)

Total Histerektomi: Rahmin tamamının alınmasıdır. Kötü huylu kitlelerde mutlaka yapılması gerekli olan şekildir. Subtotal Histerektomi: Rahmin boyun kısmı haricindeki ana gövdesinin alınmasıdır. Myom gibi rahmin iyi huylu kitlelerinde yeterli bir amelitay şekli olabilir. Rahim ağzında herhangi bir hastalık olmadığının Pap Smear denilen akıntı incelemesi ile önceden gösterilmiş olması gereklidir. Vaginal Histerektomi: Rahmin tamamının dölyatağı (vajina) yolu ile çıkartılmasıdır. Karında ameliyat izi olmaması avantajdır. Rahim sarkması olan kişilerde tercih edilen bir tekniktir.

11 Mayıs 2013 Cumartesi

endometriozis tedavisi

Endometriosis; üretkenlik çağındaki kadınları etkileyen ve nedeni tam anlaşılamamış bir hastalıktır. İsmini her ay adet kanaması sırasında gelişip dökülen ve uterus içini döşeyen doku olan endometrium kelimesinden alır. Endometrioziste endometrium benzeri doku uterus dışında, vücudun diğer bölgelerinde bulunur. Uterus dışındaki bu alanlarda endometrial doku gelişir. Bu büyümeler ağrı, kısırlık ve diğer problemlere neden olabilirler. Endometrial büyümelerin karıniçinde en sık bulunduğu yerler; yumurtalıklar, yumurtalık kanalları, rahmin bağları, rahmin dış yüzeyi ve karın zarı arasıdır. Bazen bu gelişimler; karında yapılmış olan ameliyatların kesi yerinde, barsaklarda, mesane üstünde, vajina, serviks ve vulvada bulunabilir. Endometrial gelişimler karın dışında da; akciğer , kol, kalça ve diğer lokalizasyonlarda bulunabilir; fakat bunlar yaygın değildir. Endometrial gelişimler genellikle kanserli dokular değildir. Normal bir dokunun olması gereken yerlerin dışında bulunmasıdır. Tıpkı uterus içinde olduğu gibi endometrial gelişimler adet dönemi hormonlarına cevap verirler. Her ay doku çoğalır, dökülür ve kanamaya neden olur. Rahmin içini döşeyen normal dokudan farklı olarak uterus dışındaki endometrial dokunun vücudu terketmek için bir yolu yoktur. Sonuçta; karın içine kanama, büyüme sonucunda gelişen doku ve kanın özellik değiştirmesi, etraftaki bölgelerde değişiklikler, ve sert bağ dokusu gelişir. Diğer komplikasyonlar büyümelerin lokalizasyonuna bağlıdır. Büyümeler patlayabilir (endometriosis yeni alanlara yayılabilir), eğer büyümeler barsakların içinde veya yanında ise yapışıklıklar gelişebilir, kanama veya tıkanma olabilir, idrar kesesi üzerinde ise idrar fonksiyonlarına mani olabilir veya diğer problemlere yol açabilir. BELİRTİLER Endometriosisin en yaygın belirtileri; adet dönemi öncesi ve sırasında ağrı (genellikle normal kramplardan daha şiddetli), seksüel aktivite sırasında veya sonrasında ağrı, kısırlık, aşırı veya düzensiz kanamadır. Diğer semptomlar; yorgunluk, ağrılı barsak hareketleri, periyotlar halinde alt karın ağrısı, ishal ve/veya kabızlık, ve diğer barsak bozukluklarıdır. Bazı endometriosisli kadınların hiçbir semptomu yoktur. Endometriosisli kadınların %30-40’ında infertilite görülür ve hastalığın ilerlemesine bağlı olarak ortaya çıkar. Ağrının şiddeti büyümelerin hacim veya büyüklüğü ile ilgili değildir. Küçük büyümeler prostaglandin denilen bir maddenin üretiminde aşırı aktif ise belirtiler şiddetli gelişebilir. Prostaglandinler vücut tarafından üretilen, çeşitli fonksiyonları olan ve endometriosisteki semptomların nedeni oldukları düşünülen maddelerdir. ENDOMETRİOSİS OLUŞUMU HAKKINDA TEORİLER Endometriosisin nedeni bilinmemektedir. Birçok teori ileri sürülse de hiçbiri tüm vakaları açıklayacak gibi görünmemektedir. Adet kanamasının geriye akması sonucunda endometrial dokunun karın içine yerleşmesi, endometrial dokunun rahimden vücudun diğer bölümlerine lenf veya kan yolu ile yayılması, bazı ailelerin genlerinde taşınması ileri sürülen olası nedenlerdir. TEŞHİS Laparoskopi bulunmadan önce endometriosisin teşhisi kesin olarak konulamamaktaydı. Laparoskopi ayrıca büyümelerin yerlerini, hacmini, ve boyutlarını belirler, doktor ve hastaya daha fazla bilgi verir ve uzun vadede gebelik ve tedavisi için karar verdirir. TEDAVİ Endometriosis tedavisi yıllar boyunca değişmiştir fakat henüz kesin bir tedavi bulunamamıştır. Histerektomi (rahmin alınması) ve overlerin çıkarılması kesin tedavi olarak düşünülebilir. Endometriosis ağrısı için çoğunlukla ağrı kesiciler reçete edilir. Hormonlarla tedavi yumurtlamayı olabildiğince uzun süre durdurmayı amaçlar ve bazen tedavi süresince ve tedaviden aylar hatta yıllar sonraya kadar endometriosisi remisyona sokar. Hormonal tedavi doğum kontrol haplarını, progesteron hormonu türevlerini, testosteron türevlerini (Danazol) ve GnRH agonistlerini içerir. Bazı kadınlar için hormonal tedavinin yan etkileri problem yaratabilir. Gebeliğin sıklıkla geçici remisyon sağlaması ve uzun vadede hastalığın infertilite ile sonuçlandığına inanıldığından dolayı endometriosisli kadınlara sıklıkla gebeliği ertelememeleri tavsiye edilir. Bununla birlikte endometriosis tedavisinde gebelik oluşturmak için çok sayıda problem vardır. Kişi, hayatındaki en önemli kararlardan biri olan “çocuk sahibi olma” konusundaki kararını henüz vermemiş olabilir. Çocuk sahibi olmak ve çocuk yetiştirmek için önemli olan (partner, mali geçim vb.) ögelere sahip olmayabilir. Diğer faktörler gebelik sürecini daha da zorlaştırabilir. Endometriosisli kadınlarda dış gebelik ve düşük yapma hızı artmıştır ve bir çalışmada onların daha zor bir gebelik süreci ve doğum geçirdikleri bulunmuştur. Bu çalışma ayrıca endometriosiste ailesel geçiş ve bağlantıyı göstermiştir.Endometriosisli kadınların çocuklarında endometriosis riski ve buna bağlı sağlık problemleri artmıştır. Organ koruyucu cerrahi –laparatomi veya laparoskopi ile implantları çıkartma ve tahrip etmeyi içine alır- yapılabilir ve bazı vakalarda semptomları giderip gebelik oluşmasına izin verebilir. Laparoskopiyle yapılan cerrahi (operatif laparoskopi olarak adlandırılır) hızla büyük batın cerrahisinin yerini almıştır. Radikal cerrahi olan histerektomi (rahmin alınması), tüm odakları ve yumurtalıkları çıkartma (sonraki hormonal stimülasyonu önlemek için) bazı kronik ve şiddetli endometriosis olgularında gerekli olabilir. Ne şekilde tedavi yapılırsa yapılsın hastalığın tekrar aktive olma olasılığı menopoza kadar yüksektir. Menopozun hafif veya orta derecedeki endometriosisin sonu olduğuna inanıldığından postmenopozal kadınlarda yapılmış olan araştırmalar azdır. ENDOMETRİOSİS HAKKINDA ÖĞRENDİKLERİMİZ Endometriosis şüphesiz kadınları etkileyen en anlaşılmaz konulardan biridir. Zaman geçtikçe endometriosis hakkında daha çok şey öğrenilmekte ve bu bilgiler, şu an için çürütülmüş olan geçmişteki tahminleri yok etmektedir. Önceleri endometriosisin çok genç kadınlarda görülmediği bilgisi verilmekteydi. Eskiden adolesan ve genç kadınların dismenoreye sessizce katlanmaları ve ağrı dayanılmaz boyutlara gelmedikçe pelvik muayene yaptırmamaları nedenli ortaya çıkmıştır. Ayrıca, geçmişte endometriosisin sıklıkla yüksek eğitim almış kadınları etkilediğine inanılırdı. Şimdi biliyoruz ki yüksek eğitim almış kadınların iyi medikal bakım almaları ve semptomların açıklamasını öğrenmek için daha inatçı olmaları bu bu inancın yerleşmesine neden olmuştur. Diğer bir kabullenme de endometriosisin örneğin kanser gibi öldürücü bir hastalık olmaması nedenli onun ciddi bir hastalık olmadığıdır. Bununla birlikte, endometriosisli birçok kadın ile onların günlük hayatı hakkında konuşulduğunda; bazı kadınların hayatlarını nisbeten etkilemediği durumlarla bile birçok kadın ciddi ağrı, emosyonel stress çekmekte, normal aktivitelerini zamanında yapamamakta ve hastalık dolayısıyla parasal ve ailesel problemler yaşamaktadır.

10 Mayıs 2013 Cuma

düzensiz kanama nedir

 Adet kanamalarının düzensiz olması kadınlarda nadir olmayan bir durumdur. Çoğu kez neden hormonal düzensizliklerdir. Bunlara disfonksiyonel kanama adı verilir. Bazı durumlarda ise organik nedenler adı verilen hastalıklar söz konusudur. Bu nedenlerin başlıcaları myomlar, polipler ve enfeksiyonlardır. Teşhiste öncelikle iyi bir öykü alınması, ardından detaylı bir ultrasonografi yapılması gerekir. Ultrasonografide rahim iç zarı kalınlığı, rahimde olabilecek kitleler, yumurtalık kistleri dikkatle değerlendirilir. Hormonal nedenlerden şüphelenilen durumlarda detaylı hormonal inceleme yapılması uygundur. Hipofiz bezi-Tiroid bezi-Böbreküstü bezi-yumurtalıklar değerlendirilmeli, FSH-LH-E2-Progesteron-TSH-T3-T4-Prolaktin-Testesteron-17hidroksiProgesteron-DHEAS hormonlarından gerekli olduğu düşünülenler baktırılmalıdır. Adet düzensizliği olan genç kadınlarda sadece izlem yeterlidir. Uygun koşullarda, bazen hormonal tedavi de gündeme gelebilir. Ancak kanamanın aşırı olması, kan düşüklüğüne neden olması veya uzun sürmesi halinde teşhis kürtajı yapılması uygundur. Bu işlemin bir diğer faydası kanamaya kaynak olan rahim iç zarı kürtaj ile temizlendiği için kanamanın işlemden hemen sonra durması veya lekelenme şekline dönüşmesidir. İleri yaşlarda olan kanamalarda ise teşhis kürtajının daha sık kullanılması uygundur. Bu yaşlarda polip, myom görülme sıklığı artmıştır. Rahim iç zar kalınlığında artış olması bu tür hastalıkların görülme olasılığını arttırır. Alınan parça raporundaki tanıya göre, yapılmış olan tedavinin yeterli olup olmadığına karar verilir.

DIŞ ORGANLARDA SİVİLCE

Dış genital organlarda oluşan sivilce olarak tanımlanabilecek kabarıklıkların en sık görülen nedenleri şunlardır: Kıl kökü iltihabı: Ciltte bulunan bakteriler nedendir. Antibiotikler ve apsenin boşaltılması gereklidir. Kondilomlar: HPV virüsü etkendir. Genellikle sivri-keskin köşeli yapıdadırlar. Hızla yayılabilirler. Rahim ağzında da yerleşebilirler. Bazı tipleri kötü huylu olabilir.Lokal kremler veya solusyonlar hafif lezyonlarda ekilidir. Yaygın lezyonlarda ise cerrahi olark çıkartılmaları uygundur. Bistüri veya LEEP adı verilen işlemle tedavi edilirler. Herpes döküntüsü: Herpes virüs Tip II etkendir. Çok ağrılı içi sıvı dolu kabarcıklar şeklindedir. Bölgesel krem veya ağızdan alınan haplarla tedavi edilirler. Bu hastalıkların önemli bir bölümü bulaşıcıdır. Cinsel ilişki bulaşmada en önemli nedendir. Bunun dışında hijyenik olmayan havuz-banyo gibi ortamlar, ortak eşya kullanımı da nedenler arasında sayılabilir

kadınlarda aşırı tüylenme

Aşırı tüylenme tanımının objektif bir kriteri yoktur. Irklara, coğrafik bölgeye, ailesel yapıya göre tüy yoğunluğu ve rengi farklılıklar gösterebilir. Bacaklar ve kollarda tüylerin varlığı bir dereceye kadar kabul edilebilirken, özellikle karın ve yüz bölgesinde artan tüylenme rahatsız edici olabilir. Tüylenmenin hormonal faktörlere bağlı olup olmadığını araştırmak için hipofiz bezi, yumurtalık, tiroid bezi, böbreküstü bezi hormon düzeyleri incelenir. Bunlarda olan artışlar bu bezlerin normalden fazla büyümesi veya tümörlerine bağlı olabilir. Bu durumda tanıyı kesinleştimek için ultrasonografi, MR, Tomografi gibi yöntemlerden yararlanmak gerekebilir. İlgili organda mevcut olan patolojiye uygun ilaç tedavisi veya cerrahi girişimde bulunulur. Yumurtalıkları ilgilendiren ve en sık rastlanan nedenlerden biri Polikistik Over Sendromu’dur. Polikistik over sendromunda medikal tedavi ön planda olup cerrahi müdahale ilaç tedavisine yanıt alınamayan durumlarda seçilebilir. Herhangi bir hormonal bozukluk saptanamadığında epilasyon ve benzeri estetik çözümler uygulanabilir.

9 Mayıs 2013 Perşembe

GEBELİĞİN OLUŞMA MA SEBEPLERİ 3

YUMURTLAMA SORUNLARI Yumurtalıklardan yumurtanın atılması aşamasındaki sorunlar bu grup içindedir. Normalde her ay bir yumurtanın kanallar içine atlması beklenir. Genellikle bu durum adetin ilk gününden itibaren sayılacak olursa 28 günde bir düzenli adet gören kişilerde 13-14. günlerde gerçekleşir. Adeti daha sık veya daha seyrek gören kişilerde yumurtlama günü biraz öne veya arkaya kayar. Adet dzensizliği olan kişilerde yumurtlamanın hiç olmayabileceği de hatırlanmalıdır. Tanısı: Yumurtlama gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için farklı yöntemler olmasına rağmen hiçbiri kesin değildir. Genellikle en basit yöntem yumurtlamanın ultrasonografik olarak izlendiği ve follikülometri adı verilen yöntemdir. Özellikle adetin 12-14. günlerine kadar izlenen yumurtların 18-20 mm’ye kadar büyümesi beklenir. Bu aşamadan sonra sıvı dolu yumurtanın görüntüsünde olan değişiklikler sıvı kesesinin içindeki yumurtanın atıldığının işaretidir. Bu değişiklikler klasik siyah-beyaz ultrasonografi veya renkli Doppler ultrasonografi ile anlaşılabilir. Yumurta 14. güne kadar çok az gelişiyorsa veya hiç gelişmiyorsa yumurtlamanın olmadığından bahsedilir. Bu durumda yumurtlamayı uyarıcı ilaçların verilmesi gereklidir. Tedavisi: Yumurtlamanın uyarılması ve zamanında gerçekleşmesi için farklı ilaçlar kullanılabilir. Bunların içinde birinci aşamada Klomifen Sitrat (Gonaphene) ve HCG (Pregnyl, Profasi) kombinasyonu kullanılır. Bu tedaviye 3-6 arasında devam edilir. Yaklaşık 18-20 mm follikül elde edildikten sonra Pregnyl ile ovulasyon tetiklenir. Yaklaşık 36 saat sonra yumurtanın atılması beklenir. Ovulasyonun genellikle herhangi bir belirtisi yoktur, bazen hafif bir kasık ağrısı ovulasyon işareti olabilir. Genellikle 1 yumurta elde edilen bu yöntem ile % 5 uygulamada aşırı yumurtalık cevabına bağlı hiperstimülasyon adı verilen yumurtalıkların aşırı büyümesi ve kistleşme olması tablosuna rastlanır. Bu aşırı uyarılma durumu genellikle hafif şekildedir ve 1-2 aylık bir dinlenme dönemi sonra yumurtalıklar normale döner. Bu yöntem ile sonuç alınamadığında ikinci aşamada rekombinant teknoloji ile elde edilmiş olan FSH (Puregon-Gonal F) tedavisi devreye girer. Bu ilacın etkinliği Klomifen Sitrat’a göre daha yüksektir. Genellikle birden fazla yumurta elde edilir. Doz ayaralaması dikkatli yapılmalıdır. Buna rağmen hiperstimülasyon riski % 25’lere kadar çıkabilir. Yumurta gelişimi tamamlanınca HCG ile ovulasyon tetiklenir. Bu ygulamaya ardışık olarak veya aralıklı olarak 3-6 dönem devam edilebilir. Yumurtlamayı etkileyen diğer sorunlar Bazen diğer hormonal sistemlerde olan sorunlar yumurtlamayı olumsuz etkileyebilir. Bunların arasında Hiperprolaktinemi (Prolaktin hormonu yüksekliği), guatr ile birlikte olan veya olmayan hipertiroidi veya hipotiroidi, şeker hastalığı veya bunun hafif bir şekli olan insülin direnci önde gelen nedenlerdir. Bu tanıların konulmuş olması halinde öncelikle bunlara yönelik olan uygun hormonal tedavinin verilmesi gereklidir.Bu ilaçalr devamlı olarak kullanılması gereken ilaçlardır. Bazen bu tedavi tek başına etkili olarak yumurtlamayı başlatabilir veya düzene sokabilir. İlaçların etkisi genellikle ilk aylardan sonra başlayacaktır. Tek başına yeterli olmadığı durumlarda yukarıda bahsedilmiş olan ovulasyonu sağlayıcı ilaçlar tedaviye eklenmelidir.